Pazartesi, Şubat 06, 2017

5 yıldan geriye

5 yıl önce bugün, eşyalar sırt çantasından çıkmamış bile. Okul soğuk olur diye giysilerim kat kat, ilk günden dikkat çekmesin diye belimdeki saçlar ensede toplu.


Eğitim fakültesinde eğitim bilimlerinin şahane(!) dersleriyle geçen dolu dolu 4 yılın bilgisi, işte ilk gün burada sıfırlandı. İyi de oldu. Üniversite yıllarımla eş zamanlı Toplum Gönüllüleri Vakfı ile geçirdiğim gönüllü anlardan ve eğitimlerden bende kalan karşılıklı öğrenme tek yöntem ve tekniğim oldu. İngilizce öğretmeni olarak atandığım bu okulda ve köyde çok şey öğrendim.

Materyalleri hep çocuklarla birlikte hazırladık.

Çokça şarkı ve tekerleme söyledik.

Beklediğimiz kar yağdığında yazılıyı yarıda bırakıp bahçeye koştuk.

Çocukların verdiği ve kuruttuğum çiçeklerin, mis kokulu şemamokların, mevsimlik fındık işi dönüşü gelen fındıkların, tandır ekmeklerinin, yoğurt ve yumurtaların sayısını hatırlamıyorum.

Doğum gününü kutlamadığımız öğrenci ya da öğretmen sanırım yoktur.

Kaç defa defter, ayraç ve bileklik yaptık, yumurta ve tişört boyadık, taşımalı öğrenciler için gelen kumanya sepetlerinden sahne yapıp kukla oynattık, karakterler yaratıp stop motion çizgi filmler ürettik..

Eski yeşil tebeşir tahtasını sıraların üstüne çevirip masa tenisi oynadığımız, takım kurup kolejleri yendiğimiz zamanlar oldu.

Köyden traktör lastiklerini aşırıp bahçede çiçek ektik, ağaç diktik, ağaçlara kitap okuduk.

Bulduğumuz su birikintilerinde kağıttan gemiler yüzdürdük.

Pencerenin tam karşısında tahta bulunan sınıflarda, tahta parladığı için kara perde çektik, elektrik gitti. Ne aydınlıkta ne de karanlıkta tahtayı görebildik.

Çok sıkıcı görünen sınıf defterlerini çıkartmalarla güzelleştirdik.

Pencereden eşek ve koyunları izledik, tenefüsümüzü hindilerle birlikte yaptık.

Halay çekmeyi ihmal etmedik.

Okul sütüyle yavru kedileri besledik.

Kürtçe çizgi film izledik, anadil gününü kutladık. En çok o gün eğlendik.

Uçurtma yaptık, uçmadı ama olsun.

Diyarbakır surlarında o kalpli merdivenlerdeki fotoğrafım ilk ve tek çocuklarla oldu.

Öğretmen servisiyle sabahları bir buçuk saatte köye ulaştık, kalorifer çalışmadığı için battaniye çok dizlerimizi örttü. Doğanın geçirdiği her bir adımı servis penceresinden masal gibi izledik.

Ve öğretmen arkadaşlarım.. Hastalığımı, hüznümü, soba üzerinde yaptıkları kahveleri benimle paylaşan güzel yoldaşlarım.. Çocuklarla ne paylaşabildiysem onların sayesinde, onlarla birlikte oldu.

İşte, 5 yıldan kalan. Eksik anlattım, fazla değil. Tüm bu güzellikler için kime nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. Umduğum, bu iyi şeylerin tek taraflı olmadığı.

Bir de bazı fotoğraflar.