Cumartesi, Ekim 08, 2011

hizmet puanı

-Nasılsınız hocam, alışabildiniz mi okula?
-Aaeevet tabi, beklediğimden daha iyi hatta, gün geçtikçe daha iyi iletişim kuruyorum, bu benim için önemliydi. Ama dün bir öğrenciyle garip bir konuşma yaptık, bana, "Örtmenim, siz bu okula neden geldiniz?" diye sordu. Konuşmanın ilerisini tahmin edemediğimden tercihten ziyade atamalarla ilgili bir kaç cümle ettim. Bu cevap ona yeterli gelmemiş olacak ki şöyle devam etti, "Öğretmenler genelde bu okulu, mahalleyi, öğrencileri sevmez de, merak ettim."
-Deseydiniz hocam siz de, ben meraklı değilim burada öğretmenlik yapmaya, her öğretmen ister güzel okullarda çalışmak ama napalım.

Oradan kendisinin kaç hizmet puanı olduğunu, seneye hangi iyi(!) okula tayin isteyeceğini falan anlattı.

Konuşmamızı şöyle sürdürmek istiyordum oysa.
-Bu cümlenin altında ezildim hocam. Çocuklar kendilerini değersiz, zararlı, istenmeyen olarak görüyorlar. Sorusuna cevaben diyebildiğim yalnızca burada olmaktan mutluyum ve siz benim için değerlisiniz demek oldu.

***
Bir insanın, yaşadığı yeri, çalışmak istediği şehri seçmeye elbette hakkı olmalı diye düşünüyorum, bu öğretmenler için de geçerli tabiki, evine yakın bir okulda çalışmak ya da sevdiği bir şehirde öğretmen olmak istemek çok doğal. Ancak aklımda yolunda gitmeyen şeyler var.

Gözlemlediğim kadarıyla çoğu öğretmen arkadaşım bulunduğu okuldan ve öğrencilerden memnun değil. Bu hoşnutsuzluğa sebep kişisel yaşam şartları da olabilir pekala, hakettiği kadar maaş almıyordur, bulunduğu şehirdeki imkan çeşitliliği bir önceki şehirdeki kadar değildir mesela. Sıkıntı, bu mutsuzluk okula ve öğrencilere yansıtıldığı zaman başlıyor. 5. sınıfa gelene kadar 5 tane öğretmen değiştirdiyse bir çocuk, terk edilmenin, istenmemenin üzüntüsünü, buna bağlı olarak bir güvensizlik yaşıyor olabilir.

5 yıl okula giden bir çocuk okuma-yazma neden öğrenemez, cevabın en büyük dilimi bu sebeptir bence.

***
Bir öğretmenin neden öğretmen olduğunu sorgulamak benim haddim değil ancak insan bilmek istiyor, sürdürülmek istenen bir eğitim sürecinde yarı yolda bırakılan çocukları gördükçe. Sınıf öğretmenleriyle ilgili çok haince(!) planlarım var sadece olgun sınıf öğretmeni arkadaşlarımla paylaşmak istediğim.

Benim, kahveyi daha iyi bir fincanda içmek için dertlenen, elindeki kahveyi de kendine zehir eden öğretmenler var bildiğim. Hepsine benden çay!